" />
Değerli okurlar, bilindiği üzere 7104 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle birlikte 01.01.2019 tarihinden itibaren mükelleflerin yüklendikleri KDV’yi indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Bir başka deyişle, 2018 yılına ait bir faturanın KDV’si 31.12.2019 tarihine kadar indirim konusu yapılabilecektir. KDV konusunda yapılan bu düzenleme mükellef nezdinde ÇOK ÖNEMLİ bazı sorunların oluşmasına hasıl olmuştur.
3065 sayılı KDV Kanununun 30.maddesi indirim konusu yapılamayacak KDV konusunu düzenlemektedir. Söz konusu maddesinin “d” bendi aşağıdaki gibidir.
d) Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi.
KDV kanununun yukarıdaki maddesi gereğince kanunen kabul edilmeyen giderlere ait KDV indirim konusu yapılamayacak. Peki önceki yıla ait fatura bir GİDER faturasıysa dönemsellik ilkesi gereği sonraki yıl bu faturanın gideri de kabul edilmeyeceğinden dolayı yukarıdaki maddeye göre KDV’si de indirim konusu yapılamayacak mı?
KDV Kanununun 29. Maddesinin 3.bendi ise aynen şöyledir
İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir
Görüldüğü üzere indirim hakkı tanıyan 29. Madde ile indirim hakkı tanımayan 30. Madde birbiri ile çelişki durumundadır. Fatura eğer ki gider faturasıysa Kanunun 29.maddesine göre faturaya ait KDV ertesi yıl indirim konusu yapılabilecekken aynı Kanunun hemen bir sonraki maddesi olan 30.maddesi gereği bu sefer indirim konusu yapılamayacaktır.
Her iki maddenin birbiriyle çeliştiği KESİNDİR VE NETTİR. Burada kanaatimizce TARİHSEL olarak sonraki bir düzenleme önceki düzenlemeden üstündür ilkesi gereğince sonradan yapılan 29.maddedeki bu değişikliğin dikkate alınması gerekebilir. Ancak her iki madde de aynı Kanunda yer aldığından dolayı bu çelişkinin ancak bir tebliğ ile giderilmesi gerekmektedir.
Örnek: 2018 yılına ait 10.000 TL’lik tamir bakım faturası geç geldiğinden dolayı 2019 yılında kayıtlara aşağıdaki gibi alınmıştır.
-----------------------------------------2019-----------------------------
689 DİĞ.OL.DIŞ.GİD.ZAR. 10.000
191 İNDİRİLECEK KDV 1.800
320 SATICILAR 11.800
---------------------------------------------------------------------------
Eğer bu şekilde kayıtlara alındığı takdirde KDV kanunu 30.maddesinin d bendi gereğince bu faturaya ait KDV reddedilecektir. Her ne kadar önceki yıla ait faturanın KDV sinin bir sonraki yılın sonuna kadar indirim hakkı varsa da kayıtlarımıza bu şekilde aldığımızda var olan bir hakkı kendi kendimize yok etmiş oluruz.
Burada her ne kadar aklımıza kesin bir çözüm gelmese de kaydın aşağıdaki gibi yapılması durumunda KDV indirim hakkının gider faturası da olsa ertesi yıl yapılabileceğini düşünüyoruz.
-----------------------------------------2019-----------------------------
681 ÖNC.YIL GİD. 10.000
191 İNDİRİLECEK KDV 1.800
320 SATICILAR 11.800
---------------------------------------------------------------------------
Ancak her ne kadar 681 hesaba alsak da bu da kanunen kabul edilmeyen bir gider olduğundan bunun da KDV’sinin 30/d bendi gereğince reddedilme olasılığı bulunmaktadır.
Bir önceki yıla ait fatura bir stok kalemine ait ise aşağıdaki gibi muhasebeleştirilmelidir.
Örnek: Kasım 2018 döneminde alınan 10.000 TL’lik bir kumaş faturası şirkete Mart 2019 döneminde ulaşmıştır.
-----------------------------------------2019-----------------------------
153 TİCARİ MALLAR 10.000
191 İNDİRİLECEK KDV 1.800
320 SATICILAR 11.800
---------------------------------------------------------------------------
Burada söz konusu fatura bir gider faturası olmadığından dolayı KDV’sinin indirim konusu yapılmasında KDV 29/3 gereği hiçbir sakınca yoktur.
04.03.2019
I- GİRİŞ
01.01.2019 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 7104 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile KDV Kanunu’nun 29/3. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“İndirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.”
Anılan maddenin 01.01.2019 tarihinden önceki hükmü ise şu şekildeydi;
“İndirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.”
Bilindiği üzere, değişiklik öncesi ve yukarıda anılan kanun maddesi ile içinde bulunulan takvim yılında, teslim edilen mal ve hizmetlere ilişkin faturaların müşterilerin tasarruflarına geçmemesi nedeniyle, faturada gösterilen KDV’nin indirim hakkı yitiriliyordu. Faturanın takip eden yılda gelmesine rağmen, dönemsellik ilkesi gereği, KDV’sinin hesaplandığı matrahın kanunen kabul edilmeyen giderlere atılmasından ötürü, yine, KDV Kanunu’nun 30/d hükmü uyarınca, indirim konusu yapılacak KDV’de, Kanunen Kabul Edilmeyen giderler hüviyetini kazanıyordu. Bu durum, indirim mekanizmasının çalışmasına engel olduğu gibi, yersiz ve haksız olarak mükellefleri de mağdur ediyordu. İşte, 7104 sayılı Kanunla getirilen yukarıda anılan yasal düzenleme, bu mağduriyete son vermiştir. Ayni zamanda, gelir vergisi ve kurumlar vergisi için geçerli olan dönemsellik ilkesi ile KDV Kanunu’nun indirim mekanizması arasındaki bağı da koparmıştır.
Nitekim, söz konusu yasal değişikliğin gerekçesinde aynen şu açıklamalara yer verilmiştir. “3065 sayılı Kanun’un 29. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar kullanılabilmesine imkan sağlanmaktadır.”
Öte yandan, “KDV’si indiriminin, bu değişiklikle Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi için geçerli olan dönemsellik ilkesinden ayrıştırılmasına rağmen, KDV’si Kanunu’nun 30/d maddesinde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.” Neden böyle bir değişikliğe gerek duyulmadığı, makalemizin “Değerlendirmeler ve Sonuç” bölümünde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Bilindiği üzere, KDV Kanunu’nun 10. maddesine göre, vergi doğuran olay; malın teslimi ve hizmetin ifası ile vuku bulur. Bu yasal değişiklikle, vergi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar tanınan indirim hakkının yanında, geç gelen mal ve hizmet teslimine ilişkin faturanın, geldiği döneme ilişkin kurumlar vergisi ve gelir vergisi matrahlarının tespitinde de farklı sonuçlar söz konusudur. Geç gelen faturaya ilişkin, geldiği takvim yılında yapılması gereken muhasebe kayıtları, farklı hallerde incelenerek ve değerlendirilerek aşağıda belirtilmiştir.
II- GEÇ GELEN FATURAYA İLİŞKİN MAL TESLİMLERİ VE HİZMET İFALARINDA İNDİRİM KONUSU YAPILACAK KDV VE DÖNEM KAZANÇININ TESPİTİNE İLİŞKİN YAPILMASI GEREKEN MUHASEBE KAYITLARI
A- HİZMET TESLİMİNE İLİŞKİN FATURALAR
Burada hizmet teslimine ilişkin faturanın, vergi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılını takip eden yılın sonuna kadar gelmesinde, KDV indirimi yönünden, yeni yasal düzenlemeye göre bir sorun olmayacaktır. Anılan yasanın yürürlük tarihi 01.01.2019 tarihi olduğu için, 2018 yılına ilişkin faturada yazılı K.D.V. inin, 2019 yılının sonuna kadar gelmesi durumunda, faturada yazılı KDV’nin indirimi söz konusu olabilecektir. Ancak, 2019 yılının aşılması halinde, K.D.V. Kanunun 30/d maddesi işlerlik kazanacaktır. Yani, faturada, hizmet bedeli ve KDV yine kanunen kabul edilmeyen giderlere atılacaktır.
Yapılması Gereken Muhasebe Kayıtları;
*2019 Takvim Yılı Sonuna Kadar Gelen Faturalar;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
681- Önceki Dönem Gider ve Zararlar (K.K.ED.GİD.) |
||
191-İndirilecek KDV |
||
320/102- Satıcılar/Bankalar |
||
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
* Vergi Doğuran Olayın Meydana Geldiği Takvim Yılını Takip Eden Takvim Yılı Sonuna Kadar Gelmeyen, Sonraki Dönemlerde Gelen Faturalar;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
681- Önceki Dönem Gider ve Zararlar (Hizmetin Bedeli+KDV) |
||
320/102- Satıcılar/Bankalar |
||
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
B- MAL TESLİMİNE İLİŞKİN FATURALAR
Hizmet teslimi, istenilen eylemin ifası ile sona erer. Bu nedenle, hizmete ilişkin faturanın, vergi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılın takip eden takvim yılından sonra gelmesinde, KDV’nin indirimi yönünden değişen bir durum söz konusu değildir. Ancak, konu mal teslimine ilişkinse, değerlendirilmesi gereken durumlar söz konusudur. Bu durumlar aşağıda belirtilmiştir;
* Malın Teslimi Sevk İrsaliyesi İle Gerçekleşmiş, Ancak, Faturası Takip Eden Yılda Müşterinin Tasarrufuna Geçmiş;
Bize göre böyle bir durum genelde, kurumsallaşmış ve muhasebe düzeni şirket bünyesinde olan şirketlerde çok az rastlanır. Zira, gerek cari hesap mutabakatları, gerekse, Ba- Bs formların mutabakatlarında ve fiili envanterde takvim yılı sona ermeden ortaya çıkar. Başlıkta incelenen durum, daha ziyade kurumsallaşmamış ve muhasebesi muhasebe bürolarında tutulan işletmelerde görülür.
Olay, söz konusu işletmelerin üretim veya ticari işletmeler olması durumuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
1- Üretim İşletmesi Olma Durumunda;
1. Hal; Faturası Gelmeyen Hammaddenin Tamamının Yıl Sonu Stoklarında Mevcut Olması Hali;
Eğer, işletme üretim firması ise, söz konusu geç gelen fatura, hammadde veya yardımcı malzeme alımına ilişkin ise, fatura ele geçtiğinde, hammadde veya yardımcı malzeme şirketin stoklarında aynen mevcutsa; bu durumda, söz konusu emtialar üretime sarf edilmemiş demektir. Fiili durum, faturanın gelmesi ve yasal defterlere kaydı ile yasal defterlerde vücut bulur. Faturadaki KDV’nin indirimi, 7104 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen KDV Kanunu’nun 29/3. maddesine göre faturanın geldiği takvim yılının sonuna kadar mümkün olabilecektir. Diğer yasal kayıt ise, 150- Hammaddeler ve yardımcı malzemeler hesabına kaydedilecektir. Muhasebe Kayıtları aynen aşağıdaki gibi olacaktır;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
150- Hammaddeler ve Yardımcı Malzemeler |
||
191-İndirilecek KDV |
||
320/102- Satıcılar/Bankalar |
||
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
Ertesi Yıl ele geçen faturada yer alan hammadde ve yardımcı malzemeler stoklarda mevcut değil, üretime sarf edilmişse, bu durumda iki hal söz konusudur;
2. Hal; Faturası gelmeyen Hammadde ve Yardımcı Malzemelere İsabet Eden Kısım Mamul Stoklarda Mevcutsa;
Ham madde ve yardımcı malzeme üretime sarf edilmiş ve stokta kalan mamulün bünyesinde isabet eden tutar kadar kalmaya devam ediyorsa; geç gelen faturadaki hammaddenin, ertesi yılda stoktaki mamul payına göre, mamul üretim maliyetinin artırılması ve stokta kalmayan mamullerin içinde giden hammaddenin de, dönemsellik ilkesi gereği, bir önceki yılın artırılması gereken SMM yerine, cari yılda 681- Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak, KK Ed. Giderlerine kaydedilerek işlem görmesi gerekir.
ÖRNEK OLAY:
Deri Çanta üretimi ile iştigal eden (A) Ltd. Şti. 2018 yılının Kasım ayında, 1 Desisi (dm2) 2 TL’den 10.000’desi ham deri almıştır. Söz konusu ham deri aynı ay içinde sevk irsaliyesi ile şirkete teslim edilmiş ve ambara girmiştir. 2019 yılı Mayıs ayında yapılan cari hesap mutabakatında, söz konusu ham deri alışına ilişkin faturanın şirkete ulaşmadığı ve kayıtlara intikal etmediği anlaşılmıştır.
Bir Deri Çantanın üretimine 40’desi ham deri sarf edilmektedir. Şirketin, 31.12.2018 tarihi itibariyle yapılan üretim hesaplarına göre, ham deri stoklarının tamamı aralık ayı içinde satın alınan ham deri alışlarına aittir. Şirket, 2018 yılında, 50.000 adet deri çanta üretmiş, üretilen çantaların 48.000 adeti 2018 yılı içinde satılmıştır. Fiili envanterde, 2.000 adet çantanın stokta kaldığı tespit edilmiştir. Şirket, mamul stoklarının değerlemesinde FİFO yöntemini kullanmakta olup, stokta kalan 2000 çantanın, 200 adetinin üretiminde faturası gelmeyen ham deriden sarf edildiği saptanmıştır. (olayımızda, genel üretim ve direkt işçilikler dikkate alınmamıştır ve DB stoku ve yarı mamul stoku yoktur.)
ÇÖZÜM:
Şirketin 31.12.2018 yılında, yasal üretim hesabı (151) aşağıdaki gibi olması gerekir;
151-Yarı Mamul- Üretim Hesabı |
|
710- 4.000.000 TL |
|
(50.000 adet*40 desi* ort. Maliyet 2 TL) |
152- Mamüller Hesabı: 4.000.000 TL |
720- |
|
730- |
152- Üretim Hesabı |
|
D.B.STK. – |
D.S.STK- (80 TL*2.000 adet) 160.000 TL |
ÜRETİM 4.000.000 TL |
S.M.M 3.840.000 TL |
Yukarıdaki 710/151 kaydi hesapta, faturası gelmeyen 20.000 TL hammaddenin maliyeti yoktur. 152- Mamul hesabında; gerek stok maliyet hesabı, gerekse, SMM bu kayıtlara göre teşekkül edecektir.
Eğer bu fatura, 2018 yılı kasım ayı içinde kayıtlara girmiş olsaydı; 31.12.2018 tarihi itibariyle 151 ve 152 hesaplar aşağıdaki gibi olacaktı;
151-Yarı Mamul- Üretim Hesabı |
|
710- 4.020.000 TL |
|
720- |
152- Mamüller Hesabı: 4.020.000 TL |
730- |
152- Üretim Hesabı |
|
D.B.STK. – |
D.S.STK- (80.40 *2.000 adet) 160.800 TL |
ÜRETİM 4.020.000 TL |
S.M.M 3.859.200 TL |
Her iki halde; mamul üretim hesabını karşılaştırdığımızda, 2018 yılında şirket, gelmeyen fatura nedeniyle (3.840.000-3.859.200T) 19.200T.L. gelir tablosunda daha fazla brüt kar göstermek durumunda kalınılmıştır.
Öte yandan, stokta kalan 2000 adet çantanın, 200 adetinin içinde, faturası gelmeyen hammadde maliyeti vardır. Bu durumda, stoktaki 200 Adet çantanın hammadde maliyeti (200 adet * 40 desi* 2 TL=) 16.000 TL’dir. Diğer bir deyişle, faturası ertesi yılda gelen, 20.000 TL ham derinin, 16.000 TL’si mamul stoklarının içindeki hammadde maliyetidir. Geri kalan 4.000 TL ise, satılan mamullerin bünyesinde, şirketin dışına çıkmıştır. Bu durumda, 2019 Yılında yapılacak kayıt;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
152- Mamuller |
16.000 |
|
681- Önceki Dönem Gider ve Zararl. (K.K.Ed. Gid.) |
4.000 |
|
191- İndirilecek KDV |
3.600 |
|
320/102- Satıcılar/Bankalar |
23.600 |
|
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
Bu halde de aynı değerlendirme geçerli olacaktır. Faturası gelmeyen hammadde, söz konusu takvim yılının kapanış hesaplarında yer alamayacaktır. Ancak, söz konusu emtianın tamamı üretime sarf edilmiş ve üretilen mamul stoklarında da yer almadığı ve bu yılda fiilen SMM içinde yer aldığı için takip eden takvim yılında hammaddenin faturası geldiğinde, aşağıdaki kayıt yapılacaktır;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
681- Önceki Dönem Gider ve Zararl. (K.K.Ed. Gid.) |
||
191- İndirilecek KDV |
||
320/102- Satıcılar/Bankalar |
||
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
Genel üretim giderleri; ister hizmet, ister yakıt giderleri, ister bakım- onarım, ister işçilerin taşıma hizmetleri, ister işçilerin yemek hizmetleri teslimlerine ilişkin olsun, bu giderler üretim hesabına girdiği için, stokta kalan mamulün bünyesine isabet eden genel üretim giderine göre, ertesi yılda faturası geldiğinde, bir önceki yılın üretimine ilişkin mamul stoklarında düzeltme yapılacaktır.
ÖRNEK OLAY-2:
Yukarıdaki Örnek olaydaki şirketin, 2018 yılı Kasım ayına ait fabrikadaki işçilerin taşınması hizmetine ilişkin faturanın 2019 yılı şubat ayında geldiğini varsayalım. Kasım ayına ilişkin faturanın tutarı, 20.000 TL + KDV’dir. Şirketin, 2018 yılında üretilen mamulün maliyetinin 5.000.000 TL olduğunu, DB stokunun (31.12.2017) olmadığı, DSS mamul stoklarının maliyetinin de 500.000 TL olduğunu varsayalım.
ÇÖZÜM:
Yukarıdaki örnek olayımızda geçerli olan değerlendirmeler, 2018 yılı kasım ayında gelmeyen taşıma hizmeti faturası için de geçerli olacaktır. 730- Genel Üretim giderleri içinde yer almayan bu fatura tutarı kadar, üretim maliyeti, dolayısıyla, yıl sonunda kalan mamul stoklarının maliyeti bu tutar kadar eksik tespit edilmiş demektir. Bu durumda, Kasım/2018 yılına ilişkin faturanın (20.000 TL+KDV’nin) Şubat /2019’da gelmesiyle, söz konusu stokların düzeltmesi aşağıdaki hesaplamaya göre yapılacaktır;
500.000/5.000.000*20.000= 2.000 TL (Gelmeyen faturanın, stoklarına isabet eden kısmı)
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
||
152- Mamuller |
2.000 |
|
191- İndirilecek KDV |
3.600 |
|
681- Önceki Dönem Gid. ve Zararları |
18.000 |
|
320/102- Satıcılar/Bankalar |
23.600 TL’dir. |
|
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
Eğer, 31.12.2018 tarihi itibariyle, şirketin mamul stokları yoksa, bu durumda, 2019 yılında, gelen faturanın taşıma hizmet bedeline ilişkin 20.000 TL’nin tamamı, KK Ed. Giderler olarak, 681-Önceki Dönem Giderler ve Zararlar Hesabına (KK Ed. Gid.) kaydedilecektir. KDV’de indirim konusu yapılabilecektir.
C- TİCARİ MALLAR TESLİMİNE İLİŞKİN FATURALAR
Bu halde de, yukarıda verdiğimiz örnek olaydaki üretim şirketinde takvim yılı içinde gelmeyen faturada yer alan hammaddenin, dönem sonu stoklarında mevcut olması durumundan farklı değildir. Yalnızca, ticari mal olması dolayısıyla hesap kodu değişecek, 153- Ticari Mallar olacaktır. Yine söz konusu faturada yer alan ve dönem stokunda kalan ticari malın, toplam yıl içindeki alışları içindeki payına göre, faturanın geldiği yılda aşağıdaki kayıt yapılacaktır;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
|
153- (Dönem Sonu Stoklara verilen Pay) |
|
191- İndirilecek KDV |
|
681- Önceki Dönem Gid. ve Zararl. (Bir önceki Yıl içinde Gelmeyen Faturadan, satılan Ticari Mallar) |
|
320/102- Satıcılar/Bankalar |
|
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
Yukarıdaki açıklamalarımızın verilen örnek olayların ışığı altında, ertesi takvim yılında faturası gelen ticari mala ilişkin olarak, bir önceki yılın dönem stokunda mal yok ise, aşağıdaki kayıtlar yapılacaktır;
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
|
681- Önceki Dönem Gider ve Zararl. (K.K.Ed. Gid.) |
|
191- İndirilecek KDV |
|
320/102- Satıcılar/Bankalar |
|
–––––––––––––––––/–––––––––––––––– |
III- DEĞERLENDİRMELERİMİZ VE SONUÇ
Yukarıda anılan 7104 sayılı Kanunla KDV Kanunu’nun 29/3. maddesinde yeniden düzenlenen indirim hakkı, yalnızca dönemsellik ilkesine aykırı olması nedeniyle, kanunen kabul edilmeyen gider hüviyetini kazanan mal ve hizmet teslimlerindeki KDV’ye ilişkindir. Zira, Gelir ve kurumlar vergisi kazançlarının tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderlerin, KDV’lerinin de, indirim konusu yapılmayarak, kanunen kabul edilmeyen gider sayılacağına ilişkin KDV 30/d maddesinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Söz konusu kanun maddesi aynen yürürlüktedir.
Bilindiği üzere, KDVK’nın 30/d maddesinin gerekçesinde; “Gelir ve kurum kazancının saptanmasında indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirilemeyeceği” hüküm altına alınmıştır. Bunlar ise, genellikle, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetleri ilgili olmayan giderlerdir. Düzenlemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, söz konusu vergilerin indirim konusu yapılamamasının esas neden; ödenen vergilere ilişkin harcamaların işle ilgili olmayan giderlere ve herhangi bir nedenle işletme dışına çıkan işletme varlıklarına ilişkin olması nedeniyle, indirim uygulamasının temel gerekçesi olan yapılan harcamanın ilave değer yaratmaya yönelik olma fonksiyonunu kaybetmiş olmasıdır. Örneğin, işletme sahibinin şahsi özel harcamalarının, işletme bünyesinde ilave katma değer yaratma fonksiyonu kalmadığından, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirimi kabul edilmeyen bu harcamalara ilişkin KDV’nin de indirimi kabul edilmemektedir(1).
Bu açıklamaklarımızın ışığı altında, KDVK’nın 29/3. bendinde yapılan değişikliğin, 30/d maddesindeki düzenlemeyle bir çelişki teşkil etmediği ve herhangi bir değişikliğe gerek olmadığıdır. Çünkü, yukarıda belirttiğimiz yasanın gerekçesinde ve yazarın değerlendirmelerinde; indirim konusu yapılmayacak KDV münhasıran, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarındaki kanunen kabul edilmeyen harcamalar ilişkin KDV’dir. Oysa, dönemsellik ilkesine göre giderin, KK Ed. gider hüviyetini kazanması, tamamen ticari kazancın tespiti ve vergilendirme tekniği ile ilgilidir. Ticari, sınai, zirai, ve mesleki kazancın elde edilmesi ve idamesi ile doğrudan ilgisi olan, yasal mahiyette mal ve hizmet teslimine ilişkin faturanın, sırf ertesi yılda gelmiş olması nedeniyle, indirim hakkının yitirilmesi, maddenin düzenleniş amacına terstir. Burada artık, dönemsellik ilkesine aykırılık, yalnızca, Gelir ve Kurumlar vergisinin matrahlarının tespitine ilişkindir. İndirim mekanizmasıyla ilgisi yoktur. Bize göre, geçmişte dönemsellik ilkesi nedeniyle, indirim konusu yapılamayan ve KK Ed. Giderlere atılan KDV Yasası’nın amacına aykırı olduğu gibi, indirim mekanizmasının sağlıklı çalışmasını da engellemiştir.
Bize göre, KDVK’nın 29/3. bendinde yapılan son değişiklik bu yanlış durumu düzeltmiştir. Bunun içindir ki, Kanun’un 30/d maddesi hiçbir değişikliğe uğramadan yürürlükte kalmaya devam etmektedir(2).
Yazar: Ferhat FAHRAN
YMM, Maliye E. Baş Hesap Uzmanı
Yaklaşım / Ocak 2020
ÖRNEK UYGULAMA
2018 yılına ait giderlerle ilgili olarak hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalara ilişkin yapılması gereken işlemleri aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür;
Geç gelen fatura 2018 tarihli ise;
Fatura 24/01/2019'a kadar gelirse
2018 yılına gider kaydı atılarak KDV indirim konusu yapılacaktır.
Fatura 24/01/2019-25/04/2019 arasında gelirse
KDV hariç tutar 2019 yılında "681" hesaba kaydedilir. 2018 yılı Kurum beyanında indirime konu edilir. 2019 yılı için KKEG olarak dikkate alınır.
KDV tutarı 2019 yılında indirim konusu yapılabilir.
Fatura 26/04/2019-31.12.2019 arasında gelirse
KDV hariç tutar 2019 yılında "681" hesaba kaydedilir ve 2019 yılı için KKEG olarak dikkate alınır. 2018 yılı için gider olarak dikkate alınmak isteniliyorsa Kurumlar Vergisi için düzeltme beyanı verilir.
KDV tutarı 2019 yılında indirim konusu yapılabilir.
Fatura 01.01.2020 tarihinden sonra gelirse
KDV dahil tutar 2020 yılında "681" hesaba kaydedilir ve 2020 yılı için KKEG olarak dikkate alınır. 2018 yılı için gider olarak dikkate alınmak isteniliyorsa Kurumlar Vergisi için düzeltme beyanı verilir.
KDV tutarı indirim konusu yapılamaz.
Sonuç olarak geç gelen faturanın KDV’sinin ertesi takvim yılında indirim konusu yapılabilmesi doğru ve yerinde bir düzenleme olup, pek çok mağduriyetin önüne geçmiştir. Uygulamanın 2018 yılı faturalarının KDV’ sinin 2019 yılında indirime konu edebileceği yönündeki Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı açıklamaları yerinde ve doğru olmuştur.
Ancak, geç gelen faturanın KDV hariç tutarının da ertesi hesap döneminde gider ve maliyet yazılabileceği yönünde, dönemsellik ilkesinin istisnai bir hükmü şeklinde bir düzenleme bu alandaki sorunları ve mağduriyetleri tamamen ortadan kaldıracaktır.
Çözüm, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mükellef odaklı hizmet anlayışı ilkesinde saklıdır.
Hasan Erarslan
15 Şubat 2019 tarihli ve 30687 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, KDV uygulamasında çok önemli düzenleme ve değişiklikler yapıldı. Bunlardan birisi de, yıl geçtikten sonra gelen faturaların KDV’sinin indirimi ile ilgili.
KDV Kanununun 29. maddesinin değişmeden önceki 3. fıkrasında mükelleflerin KDV indirim haklarını ilgili takvim yılı ile kısıtlayan bir düzenleme yer alıyordu. Buna göre, mükellefler mal ve hizmet alımları ile diğer giderleri nedeniyle yüklendikleri KDV’leri, mal teslimi veya hizmetin ifa edildiği takvim yılı aşılmamak şartıyla, buna ilişkin olarak satıcılar tarafından düzenlenen fatura veya benzeri belgeleri kanuni defterlerine kaydettikleri ay’da indirim konusu yapabiliyorlardı.
Yıl geçtikten sonra gelen faturalardaki KDV’leri ise, yeni yılın yasal defterlerine kaydetseler dahi, söz konusu düzenleme gereğince indirim konusu yapamadıkları gibi, gider veya maliyet olarak da dikkate alamıyorlardı. İndirim konusu yapılamayan bu KDV’leri, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alabiliyorlardı.
İşin ilginç yanı, faturaların geç gelmesinden alıcıların hiçbir günahı ve kusuru bulunmuyordu, ama cezasını onlar çekiyordu.
7104 Sayılı Kanunla Yapılan Düzenlemeyle, Geç Gelen Faturalardaki KDV’nin İndirimi İle İlgili Düzenleme Yapıldı
7104 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3065 sayılı KDV Kanununun 29. maddesinin (3) numaralı fıkrasına “vuku bulduğu” ibaresinden sonra gelmek üzere “takvim yılını takip eden” ibaresi eklendi. Yapılan bu değişiklik 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.
Söz konusu fıkra hükmünün değişiklikten sonraki son şekli şu şekilde:
“3. İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.”
Yapılan bu değişikliğin gerekçesi ise şu şekilde:
“3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı sonuna kadar kullanılabilmesine imkân sağlanmaktadır.”
2019 Yılından İtibaren Yıl Geçtikten Sonra Gelen Faturalardaki KDV, Bu Faturalar Yasal Defterlere Kaydedilerek İndirim Konusu Yapılabilecek
İncelenmesinden de fark edileceği üzere, yapılan bu değişiklikten sonra vergi mükelleflerinin KDV indirim hakları en az 1 yıl daha uzadı. Alış faturalarının geç gelmesi veya gelmemesi tartışmaları da bitti.
Mükellefler 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren alış faturalarında yer alan KDV’leri, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği (malın teslim edildiği veya hizmetin ifa edildiği) takvim yılını takip eden takvim yılını aşmamak şartıyla, ilgili fatura veya benzeri belgeleri kanuni defterlerine kaydettikleri ay’da indirebilecekler. Yıl geçtikten sonra gelen faturalarda yer alan tutarların dönemsellik ilkesi gereği Gelir ve Kurumlar Vergisi yönünden gider veya maliyet olarak dikkate alınamaması yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilmesi, bu faturalardaki KDV’nin indirimini etkilemeyecek. Yani, bu faturalardaki KDV’ler, artık indirim konusu yapılabilecek.
Örneğin, 26 Ekim 2019 tarihli mal alış faturasının alıcı tarafından 16 Şubat 2020 tarihinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu faturadaki KDV, ancak Şubat 2020 dönemi KDV beyannamesi ile beyan edilerek indirim konusu yapılabilecek.
Maliye, Yayınladığı Tebliğ ile, 2018 Yılında Düzenlendiği Halde 2019 Yılında Gelen Faturalardaki KDV’nin İndirilip İndirilemeyeceği Konusunda Yaşanan Tartışmaları Da Bitirdi
7104 sayılı Kanunla KDV Kanununun 29/3. Maddesinde yapılan ve 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren bu değişikliğin, 2018 yılında düzenlenen ancak 2019 yılında mükelleflere gelen faturalardaki KDV’lere de uygulanıp uygulanamayacağı konusunda yoğun tartışmalar yaşandı.
Bu konuda iki farklı görüş ortaya çıktı:
Birincisi, bu düzenlemenin 2018 yılında düzenlenip 2019 yılında gelen ve 2019 yılı yasal defterlerine kaydedilen faturalardaki KDV’ler için de uygulanabileceği, bu faturaların 2019 yılında defterlere kaydedildiği ay’da indirim konusu yapılabileceği doğrultusundadır. Kişisel görüşümüz de bu doğrultu olup, bunu çeşitli platformlarda dile getirmiş ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na da mail ortamında yazılı olarak bildirmiştik.
İkincisi ise; bu düzenlemenin 2019’da yürürlüğe girdiği ve bu yılın başından itibaren düzenlenen faturalar için geçerli olduğu, 2018 yılında düzenlenen ancak 2019 yılında gelen ve 2019 yılı defterlere kaydedilen faturalar için geçerli olmadığı ve bu faturalardaki KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı şeklindeydi.
Maliye ise, bu konuyu kamuoyu ile paylaştığı ilk Taslak Tebliğ çalışmalarında ikinci görüş çerçevesinde değerlendirdi.
Bu konuda şahsım da dahil olmak üzere Taslak Tebliğ ile görüş bildirenlerin tamamına yakın bir kısmı, bu görüşün doğru olmadığını, söz konusu düzenlemenin 2018 yılında düzenlenen ancak mükelleflere 2019 yılında gelen faturalardaki KDV’ler için de geçerli olması gerektiğini, aksi halde çok sayıda dava açılacağını, durup dururken yeni bir ihtilaf yaratılacağını, bundan vazgeçilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Duruma duyarsız kalmayan Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, 15 Şubat 2019 tarihli ve 30687 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı 23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile, bu konuya mükellefler lehine açıklık getirerek, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına ait fatura veya benzeri belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV’lerin 2019 yılının ilgili ayında indirim konusu yapılabileceğini açıkladı.
Maliye, bu konuda da son birkaç yıldaki yeni misyonuna uygun şekilde çağdaş ve akılcı bir şekilde hareket etti, yeni bir ihtilaf yaratılmasının önüne geçerek çok sayıda dava açılmasını önledi, en önemlisi de mükelleflerin KDV indirim haklarını korudu.
İşte size günümüzün hizmet ve vatandaş odaklı Maliye’sinden güzel bir örnek.
Düzenlemede Eksik Kalan İki Husus
Bize göre, yapılan örnek niteliğindeki bu düzenlemede iki eksik bulunmaktadır:
Birincisi; sonraki yıl yasal defterlerine kaydedilecek bu faturalarda yer alan KDV hariç tutarların dönemsellik ilkesine bir istisna getirilerek gider veya maliyet olarak dikkate alınmasına izin verilmesidir. Bu şekilde, bu durumun yaşanmasında hiçbir kabahati bulunmayan alıcıların gelir ve kurumlar vergisi yönünden yaşadıkları mağduriyetleri de önlenmiş olacaktır.
İkincisi ise, alıcıların iradesi dışında bu şekilde yıl geçtikten sonra gelen faturalar nedeniyle ilgili dönem Ba bildirim formlarına dahil edildiği gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesilmemesidir.
Hadi, küçük bir hamle daha gerekiyor.
Saygılarımla.